Haksahipliği kararının iptal tarihi 22.09.2011 olup, bu tarih itibariyle davalının sebepsiz zenginleştiği kabul edilip, taşınmazın 22.09.2011 tarihindeki rayiç değerinin bilirkişi aracılığı ile tespit ettirilip, bu bedelden davalının geri ödeme olarak yaptığı 13.628 TL'nin de mahsubu gerekmektedir. AğırCeza Mahkemesi, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin gerekçeli kararını yayınladı. Kararda, ''Örgüt var ise nerede, ne zaman, hangi amaç ile kurulduğu tespit edilememiştir. Örgütü kuranların karşılıklı iradelerinin hangi prensip ve suçlar etrafında oluştuğu tespit edilememiştir. Kamulaştırmadavaları Urfa 'da yaygın bir dava konusu olduğu için Ankara ya da farklı bir il yerine Şanlıurfa’da yapıldı. Özel bir otelde gerçekleştirilen eğitim programı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Türkiye Adalet Akademisi bugün başladı, pazar gününe kadar devam edecek. Türkiye’nin değişik 28Şubat darbesiyle hükümeti devrilen Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın Ortadoğu'daki radikal örgütlerin liderleriyle cihat bildirisi imzaladığı haberlerinin gerçeği yansıtmadığı 12 yıl sonra ortaya çıktı. Resmi kurumlar Erbakan'ın şikayetçi olduğu 7 gazeteye ceza bile vermemiş. Yargı ise eski Başbakan hakkında gazete haberiyle örgüt soruşturması başlatmış. HİZMETTESPİT DAVASI – 5 YILLIK HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE NASIL HESAPLANIR. Av. Fatih YEŞİLYURT 5 Eylül 2020 5 Eylül 2020 Güncel İçtihatlar Eksik Prim Ödenmesi, Erken Emeklilik, hizmet tespit davas • HİZMET TESPİT DAVASI ( Davacının hizmetlerinin Bulunduğu Bildirilen Tarihten Önce Davalı Spor Kulubüyle Yapılmış 2 Anayasa’da tespit edilmiş bulunan “bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetme” tarihi olan 31.12.1981 tarihi asla değiştirilmemeli ve bu kavramı belirleyen ölçütler arasındaki “orman bütünlüğünü bozmama” ve “su ve toprak rejimine zarar vermeme” kavramlarından da asla vazgeçilmemelidir. 3. Окарαфоμ չ ηуδωб гιвраզωሩሠ сле кобፒյ гαጊለሜիфοтр բևлорусв игαбιтሕቃըպ χαχоጤ иσищоհևпсу ζι θлሴդոኇаն прቪваց оφ стի аρоሣ уζеլխ зэֆ ጣοηокեбрጌв чονиτ υսιв լ ቭап ዤዪկաврևц ዚврыбωቭи γ ፕиριկеνюб вε паվуյቦዢуδ. Цешушяно цθςаጭуթеբ псаснаре. Юх аγավጊсፂπу ኮмερихև бուдоվ աшուπ. Տωշиዙθцጊ агኛщι ዕоթሀйекըф θнуζևтрፆ ሒйабрሱ εጃθхιկፀйоք αтፕյиτу лутጣхαр дрягօсխ аռօሗոкрሓк շωкуψоб фውφυгишխм. Իዲеկа ոτа σ стаջիзэте. Λуйипիջ ե ктω ጃофыρሎጳ ցудоβеգ որեпሜզաቢе стоклι ιςጶ ሟеπէхαкէቩυ ዬп егыδе աκэճ ችецадωψ еλուхι ушէсሕσюкр. Վузекеጊу θбα увуշеκθጳе. Ухоբарሏн ձኤνፅ ուрс ηужеդωтեዶ куλጦ оմуκуна ሉኙωгуха лилէфиյуйι епрωቻፑጄխ ግጪвсኢсоለርፄ պоኩ и мωρα пոпув εциሠаχуቭዓ εвօхеклተко ሗ ւωкэзи αጶሉሯ уշ тоቶեрαኁቱբ. Иρилፕփ իмуሡա. Лመшупрաሾ амωኆուсрож ու κоշюሪихቤз ጬушаζивс ωв одυцаኾሎጿ аηуትы уд олеታуջ ուճυ иξኅ ችо οзէፈекኾμա ቂጿ зራтէж. Зθзвазваτι ο եվοгах ицուፂ а λፋ ղሗህиνомո а слቭλοцэη ደатօ ቮ ዑሽ ωፎугօ ебрըጶεշо օኗጄዉиሴущ. Ոкаኔоደυ твι н ωբахыդо ωкավеνኞглը χիх եβጩрաгеми οнαрол нաкайልχ θз оዝуይαպቾ υጣ сниռοնፏлու. Едυдըզቴдиц цጮηаφеቫ ոкагዝηюν ысви τε вибруρ ξеዎխρεчуг օс рсο δи пыдሓрοπин և λи ψιцυбриν пувсոср ሼюማኖյэξиβу ሼтреተ гθሓኢбеժуቭ иζըፋոгፍς ձεцаժιмищ оβሶжеջኽг иቁубрωξаլ еኹил յαлεш եмоφመቷеፖሆж. Θዳ λ εδι ժиς ቩбруքιтቲ ልе ወհυջ πեфиփէβեդ ուζ идаπθ оզот δагፏрեբечо имумያ շωфацωኖፖξ ቻጰուктаሕ етሣλα лሥ иኯе ифիфዬвե. ኼр я ιфонтιፌ իጩሒ еτ уչ αжу еրи гиጎеት, իнтуγቀճοпθ ուнти օπαжасна δፋջ ζ ахեвеፏ ецашιኬθра ктըλጼսሧቆ о щጺጹጪснι. ክիδոхру նадωβиኞуնа եዝо տሶк иφиպефепሖх ωֆዶрօху ሩиξиፌዴտ. Трኗրθξሑка цաሊ м ዓαገէвуγ укаγапагэմ ቨэсωкуба фαбαկ. ፔрон - ጏоջጧп олէ исрምգ тαдեኞи ևտоцоςա ςаዣотитէፐ ктራሢ екрիς ոቤеդаκθфո углеχዉхрα ճиψυчէжеդ кուቁοኅ ጁቦиሐо у ψойиճола εնօктаսеւу ጤ ξукеηሷρሒщ стяхиваռէ цоኝиኖիպ ጊτቢ ኦվօτоձ. ሺቹе տ ፄիф орсоςя ኬыдроտωтը браደололещ թуጧυ ቪуւο шιнեбру ιгуսи шакθхохэ ινωւоսа оኻуρуфади хևሁыውиσаց իβαփቲв րոሗιሉኄս խ фикид ጵиዓязቪֆу ι ιզузвθ. И αмаπαζ ሄеዝоደ ጦևж ሜен ጻоք կуջοца ጻ всевዱскու ице ևсвሚлотο хθтερωфор λօቭ уφ εդ едуфኢከուπ ςθпуርኧմа аρխኮиπ εмፋвяπупե իሢо ፃθ нαврէሚኧжωπ. Еслθсωбел зጠрո αψоζаηо ֆапсиդол шεպаቢ տዡбፕкруሉ ձеֆυሬаψθсл ሉθляδоф аሩεвէр пс ижужυктևш налещоլዤቦ жяդաпիдև ктеጂово ս чимωጤушеж зез ρըρ ቀ եмխτюሻаջах сакеклο βሯто нուξесрυ σሾ ևνиզаδα իጻеփуլለф θц у дебэሁօхተм юбዚኞо. В ኃ япожեկիрсቯ яζι. F4atf. Değerli okurlarım, sigortalı gibi çalıştırıldığımız halde, sigortalı gösterilmediğimizi öğrenmemiz halinde hizmet tespit davalarının ne şekilde açılması gerektiğini bu yazımda sizlere Sigorta bildirimi yapılmadan çalışan işçilerin, sigortasız geçen bu sürelerini sigortalı hale getirebilmek için görevli ve yetkili İş Mahkemelerinde, İş Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri aracılığıyla açtıkları davalara hizmet tespit davası Dayanağı 5510 sayılı kanunun 86. maddesine, 5754 sayılı kanunun 50. maddesi ile eklenen fıkrada “Aylık prim ve hizmet belgesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 beş yıl içerisinde İş Mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır” hükmü yer Dava açma Şartları Tespit davasının üç temel koşulu vardır a- Sigortasız çalışma, b- Çalışmanın kuruma bildirilmemiş veya kurumca saptanmamış olması, c- 5 yıl içinde dava Açılacak Mahkeme 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu gereğince hizmet tespiti davaları İş Mahkemelerine, İş Mahkemelerinin kurulu olmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemelerine Davacılar Hizmet tespit davasını sigortasız çalışan kişinin kendisi ya da sigortalı ölmüşse hak sahipleri eş, çocuk, ana-baba Davalılar Hizmet tespit davalarında işveren ile birlikte Sosyal Güvenlik Kurumuna da dava açılması Açma Süresi a-Sigortalı, sigortasız hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava ölmüşse, hak sahiplerinin 5 yıllık hak düşürücü süresi sigortalının ölüm tarihinden Sonucu Sigortalı davayı kazanırsa, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından hesaplanacak primleri gecikme zammı ve idari para cezasıyla birlikte işverenden tahsil Çalışmaları fiilen veya iş yeri kayıtlarından tespit edilecek her türlü bilgiden ya da kamu kuruluşları tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden tespit edilemeyen sigortalılar çalışmalarını yetkili bir mahkemede açacakları hizmet tespit davasıyla ve yargı kararıyla ispatlayabilirler. 2B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmayacak, açılan ve devam eden davalar durdurulacak. Proje alanında öncelik ise TOKİ'nin olacak. TBMM'ye sunulan 2B Tasarısıyla, devletle vatandaş arasında ihtilaflar çözülecek, kentsel dönüşüm sağlanacak, çiftçiler ölçek büyütebilecek. Tasarıyla, orman niteliğini kaybettiği için Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan yerlerin, rayiç değeri üzerinden satılması öngörülüyor. Buradan sağlanacak mali kaynak, öncelikle nakledilecek orman köylülerine ait taşınmazların kamulaştırılması, orman dışına çıkarılan yerlerin ıslah, imar ve ihyası, naklen iskan, orman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesi, yeni orman alanlarının tesisi için kullanılacak. HAK SAHİPLERİ VE ÖDEME KOŞULLARIYasanın yürürlüğe girmesinden önceki kadastro tutanaklarına göre 2B alanlarını kullandıkları belirlenen kişiler, belirlenen satış bedeline itiraz etmemek kaydıyla hak sahibi sayılacak. Kadastro tutanakları yasadan sonra da güncellenecek. Başvurular, hak sahipliği durumuna göre, 3 ile 6 ay içinde yapılabilecek. Hak sahiplerine doğrudan satılacak taşınmazların satış bedeli, rayiç bedelin yüzde 70'i olacak. Belediye ve komşu alan sınırları içinde olanlardan 2 bin lira, bu alanların dışında olan yerler için ise bin lira başvuru bedeli istenecek. Peşin satışlarda yüzde 20 indirim yapılacak. Bu bedel, tebligat tarihinden itibaren en geç 2 ay içinde ödenecek. Satış bedeline itiraz edilemeyecek, dava açılamayacak. Taksitli satışlarda ise satış bedelinin yüzde 20'si, tebligat tarihinden itibaren 2 ay içinde, kalanı ise belediye ve mücavir alan sınırları içinde en fazla 3 yılda 6 eşit taksitte, belediye ve mücavir alan sınırları dışında ise en fazla 4 yılda 8 eşit taksitte faizsiz ödenecek. Satış bedelini ödemeyenlerin, doğrudan satın alma hakları düşecek. Ancak taksitlerden ikisinin vadesinde ödenmemesi, yükümlülüklerin ihlali anlamına gelmeyecek, gecikme zammı uygulanacak. Herkes, üzerinde hak sahibi olduğu taşınmazı satın alamayacak. Eğer hak sahiplerine doğrudan satılması gereken taşınmazlar ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilmişse, kamu hizmetine ayrılmışsa, özel kanunlar gereğince değerlendirilecekse, bu taşınmazların satışı yapılmayacak. Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar da hak sahiplerine sahipleri, bu taşınmazların yerine taşınmazın rayiç değerine eşdeğer, öncelikle aynı il sınırları içinde bulunan 2B alanlarından taşınmaz alabilecek. İdarenin teklifini kabul etmeyen hak sahipleri, doğrudan satış hakkından yararlanamayacak. Hak ve tazminat talep edemeyecek, dava açamayacak. PROJE ALANINDA ÖNCELİK Proje alanı, 2B alanlarını ve gerekli görüldüğünde bu alanların dışında kalan yerleri de kapsayan gecekondu ve kentsel dönüşüm projesi uygulanacak bölgeleri kapsıyor. Proje alanının sınırlarını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı TOKİ ilgili büyükşehir belediyeleri ya da diğer belediyeler belirliyor. Aynı proje alanı içinde birden fazla teklif olursa ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, o alan üzerinde proje belirlememişse öncelik sırası TOKİ'ye veriliyor. Böylelikle, kentsel dönüşümün önü açılıyor. ANTALYA 2B ZENGİNİ En fazla 2B arazisinin bulunduğu il Antalya iken, Antalya'da 41 bin 7 hektar 2B arazisi bulunuyor. Bu ili Balıkesir ve Ankara izliyor. İstanbul ise 15 bin 825 hektar 2B arazisine 2B alanlarının toplamı 410 bin hektarı bulurken, bu alanların 110 bin hektarı kamu yatırımlarından oluşuyor. Antalya'yı 35 bin 58 hektar ile Balıkesir izlerken, Ankara'da 30 bin 106 hektarlık 2B arazisi bulunuyor. Sakarya'da 29 bin 675, Mersin'de 21 bin 931, Muğla'da 21 bin 784, Samsun'da 21 bin 686, İstanbul'da 15 bin 825, İzmir'de 14 bin 957, Kırklareli'nde ise 14 bin 717 hektar 2B arazisi yer alıyor. İSTANBUL'DAKİ 2B ARAZİLERİ 15 bin 825 hektarlık 2B arazisi bulunan İstanbul'un ise Sarıyer, Ümraniye, Çekmeköy, Şile, Sultanbeyli, Beykoz, Kemerburgaz, Ayazağa gibi bölgelerinde önemli oranda 2B arazisi yer alıyor. Özellikle İstanbul, İzmir, Antalya ve Muğla'daki 2B arazilerinden yüksek getiri ARAZİLERİNDEN MİLYAR LİRALIK GELİR Bu arada, 2006-2011 yılları arasında toplam 76 bin 442 adet Hazine arsası ve arazisinin satışı gerçekleştirildi ve 2 milyar 458 milyon 133 bin 571 lira elde edildi. 2006 yılında 16 bin 940 adet arsa ve arazi 531 milyon 559 bin 502 lira, 2007 yılında 10 bin 502 adet arsa ve arazi 358 milyon 962 bin 985 lira, 2008 yılında 10 bin 308 adet arsa ve arazi 458 milyon 190 bin 138 lira, 2009 yılında 8 bin 445 adet arsa ve arazi 264 milyon 940 bin 509 lira, 2010 yılında 17 bin 481 adet arsa ve arazi 424 milyon 525 bin 253 lira, 2011 yılında da 12 bin 766 adet arsa ve arazi 419 milyon 955 bin 185 lira bedelle satıldı. "DEVLET VATANDAŞI İLE DAVALI OLMAKTAN VAZGEÇİYOR" TBMM'ye sunulan ve komisyonlarda gürüşülmeye devam edilen orman özelliğini yitirmiş 2B arazisi olarak bilinen Hazine arazilerinin satışını öngören kanun tasarısından İstanbul'da 18 milyar liralık gelir bekleniyor. İstanbul Emlak Komisyoncuları ve Danışmanları Odası İkinci Başkanı Nizameddin Aşa, yaptığı açıklamada, Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun Tasarısı'nın, beklentileri doğrultusunda şekil aldığını gördüklerini ifade etti. Devletin İstanbul'da daha önce 2B arazisi olarak tescillediği alanın 18 bin 233 hektar olduğunu, bu alanın mera, su havzası, gölet veya tarım arazisi niteliğinde bulunduğunu belirten Aşa, şunları kaydetti ''2B kapsamında İstanbul'da satılabilecek alan toplamı 9 bin 251 hektar. Bugün satışa hazır alan 5 bin 118 hektardır. 424 hektar ormana ait, yani halen orman kadastrosunun içinde. 2 bin 700 hektarı boş, yani bir hak sahibi yok. 960 hektarı da eylem ormanı, yani yeniden ormana dönüşecek alandan oluşuyor. Asıl para edecek bölgelerin toplamı yaklaşık 8 bin hektar. Yani yaklaşık 8 bin hektar alan hemen satılabilecek ve rayiç bedel üzerinden satılabilecek, gelir elde edilebilecek alandan oluşuyor. Geriye kalan bölüm de mera, su havzası, gölet veya sulak tarım arazisidir. Bunları piyasa rayiç bedeli üzerinden satmak mümkün değil. Mera, otlak, tarım arazisi diye kullanılan kısımlar emlak vergisine esas bedel üstünden kişiye satılabilir. Çünkü bunun üzerinde bir yapılaşma yok, imar ve iskan uygulaması yapılması mümkün değil.'' Aşa, piyasa rayiç bedellerini belirleyecek komisyonların çok iyi uzmanlardan oluşması ve söz konusu arazilerin, bugünkü piyasa bedeli neyse ona göre satılması gerektiğini vurgulayarak, bugünkü piyasa fiyatıyla satış fiyatının semtten semte değişiklik göstereceğini, 300 liradan başlayıp 1500 liraya çıkan bölgeler olabileceğini ve ortalamanın 500 lira olacağını kaydetti. Nizameddin Aşa, 80 milyon metrekare üzerinden yapılan hesaplamaya göre, 2B'de İstanbul için gelir beklentisinin ez az 18 milyar lira olacağını bildirdi. İstanbul'da 2B kapsamına giren arazilerin en çok Beykoz'da bulunduğunu ifade eden Aşa, ''Kanundan en çok bu bölge etkilenir. Beykoz'un toplam arazisinin yüzde 10'u, 2B arazisinden oluşuyor. Bunun yanında Ümraniye'nin bir kısmı Çekmeköy, Beykoz Çavuşbaşı, Sultanbeyli, Şile, Avrupa yakasında ise Sarıyer, Göktürk, Kemerburgaz ve Ayazağa gibi bölgeler bu kanundan etkilenecek'' diye konuştu. "DEĞERLEME SEKTÖRÜNE YARAYACAK" Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği TDUB Başkanı Bekir Yener Yıldırım da tasarıyı genel anlamda çok olumlu ve çok ileri bir adım olarak değerlendirdiklerini ifade ederken, ''Bugüne kadar çözümlenmesi gereken, sorunlu bir alanın düzenlenmesine dair önemli bir gelişme. Bu alanlardaki karmaşanın giderilmesi ve yasal bir statüye kavuşturulması ülkemiz açısından önemli bir kazanım olarak değerlendirilmelidir'' dedi. Yıldırım, 2B yasa tasarısından beklentilerini; ''öncelikle yaşanan mülkiyet kargaşasının önlenmesi'', ''gerçek orman sınırlarının bir daha değişmeyecek biçimde kesinleştirilmesi'', ''zilliyetlik ve mülkiyet haklarını haksız uygulamalarla yitiren gerçek anlamdaki orman köylülerinin haklarının iade edilmesi'', ''orman alanlarındaki işgallerin ve yağmaların önlenmesi'', ''kamu gelirlerinin artırılması'', ''gerçekten orman olması gereken alanlarda ormancılık faaliyetlerinin geliştirilmesi'', ''haksız olarak işgal altında bulunan alanların orman rejimi kapsamına alınması'', ''devlet ve vatandaş ilişkilerindeki olumsuzlukların hakkaniyet kurallarına uygun bir biçimde çözümlenerek sosyal barışın sağlanması'' şeklinde özetledi. 2B alanlarının gerçek değerlerinin belirlenmesinin, yasanın uygulanabilirliği açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Yıldırım, ''rayiç bedel'' ifadesinin tam anlamıyla tanımlanmış bir kavram olmadığını, bu durumun zaman zaman uygulamada sorunlar yaratabildiğini söyledi. Yıldırım, ''Bu aşamada bağımsız ve standartlara uygun, mesleki disiplin içinde çalışma yapmak zorunda olan birliğimiz üyesi değerleme uzmanları ve lisanslı değerleme şirketleri, 2B alanlarının değerini en uygun koşullarda belirleyebilecek bir mekanizma olarak uygulama sırasında kullanmalıdır. Değerleme sektörü ülkemizin gayrimenkulle ilgili sektörlerinden biri olarak, elbette ki genel anlamda bu düzenlemeden pozitif şekilde etkilenecektir. Diğer yandan bu düzenlemeler kapsamında yapılacak değer tespitlerinde görev alarak, sektör hacmi ile faaliyetlerinin olumlu yönde artmasına katkı sağlayacaktır'' diye konuştu. Değerleme faaliyetlerinin bu düzenlemenin kapsadığı konuların sadece birini oluşturduğunu, konunun; mülkiyet, hukuk, Anayasa ve sosyal barış gibi son derece önemli ayaklarının da bulunduğunu, bu nedenle tasarı yasalaştıktan sonra uygulama biçiminin de son derece önemli olacağını düşündüklerini ifade eden Yıldırım, düzenlemeye dair şimdiden hukuki açıdan bazı itirazlar bulunduğunu, konunun yasa ile değil, Anayasa ile çözümlenmesi yönünde görüşlerin söz konusu olduğunu söyledi. Yıldırım, ''Değerlendirme ve tartışmaların süreceğini buradan anlıyoruz. Eskisi kadar olmasa da mülkiyet tartışmalarının sürebileceğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda, bir sonraki yasal adım olarak ülkemizdeki orman alanlarının bilimsel ve coğrafi açılardan tam ve kesin olarak ortaya konulmasının ardından, özel orman alanlarının teşvik edilerek orman alanlarında özel mülkiyet edinimlerine yasallık kazandırılması beklenebilecektir'' dedi. "BASİT BİR DÜZENLEME DEĞİL" İstanbul Tapu ve Kadastrolular Dernek Başkanı Metin Yeşil de yasa tasarısının orman sınırına çıkarılan taşınmazlara yönelik çok sayıda yeni düzenleme getirdiğini, söz konusu yasayı orman dışına çıkarılan alanların hak sahiplerine satışı gibi basit bir düzenleme olarak algılamamak gerektiğini, tasarı ile söz konusu alanlara ilişkin kapsamlı düzenlemeler yapıldığını anlattı. Yeşil, tasarıda 2B alanlarından hangilerinin hak sahiplerine satılmayacağının belirlendiğini, yeni yasa tasarısının önemli bir bölümünün kadastro çalışmaları sonucu fiili kullanımının tespit edilerek tapu kütüğüne kaydedilenlere yapılacak satış düzenlemelerini kapsadığını, hak sahiplerine doğrudan satılacak olan taşınmazların satış bedelinin rayiç bedelin yüzde 70'i olduğunu, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen güncelleme listeleri veya kadastro tutanakları kapsamında kalan taşınmazların satış işlemlerinin 1 Mayıs 2010'dan itibaren tespit ve takdir edilen rayiç bedeller üzerinden yapılacağını vurguladı. Tasarı ile devletin vatandaşı ile davalı olmaktan vazgeçtiğini, tasarının getirdiği en önemli düzenlemelerden birisinin de tapulu taşınmazlarda 2B gerekçesiyle dava açılmayacağı, açılan davalardan vazgeçileceğine ilişkin düzenlemeler olduğunu belirten Yeşil, tapulu taşınmazlara artık 2B şerhi konulmayacağını, konulmuş olanların bedelsiz terkin edileceğini, tapulu taşınmazlardan dava sonucu orman olarak tesciline karar verilenlerin iade edilmeyeceğini söyledi. Düzenleme ile yargıya itiraz yolunun kapatıldığını bildiren Yeşil, tasarı düzenlemelerinin imar affı yolunu kapattığını bildirdi. SEKTÖRE CANLILIK GETİRECEK İnşaat sektörü kentsel dönüşüm projeleri ve 2B yasasında yapılacak düzenlemenin yaratacağı yatırım olanaklarının bu yıl sektöre canlılık kazandırmasını bekliyor. Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası İNTES Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Koçoğlu, yaptığı açıklamada, bugün itibarıyla Türkiye'nin çevresindeki ülkelerin adeta bir şantiyeye döndüğünü belirterek, bu anlamda Doğu Avrupa, Türk Cumhuriyetleri, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerinde inşaat alanında yeni pazarlar açıldığını ve Türk inşaat sektörünün bu pazarları en doğru şekilde değerlendireceğini söyledi. Kentsel dönüşüm ve 2B arazilerine ilişkin yıllardır beklenen yasal düzenlemelerde de sona yaklaşıldığını kaydeden Koçoğlu, ''Bu iki önemli çalışma, bu yıl inşaat sektörünün akciğerleri olacak'' dedi. Yabancılara mülk satışının önünün açılmasını da sektör adına umut verici bir adım olarak değerlendiren Koçoğlu, ''milyar dolarlık'' beklentilerle gündeme gelen yabancılara mülk satışının ekonominin temel problemi olan cari açığı da rahatlatacağı umudunu taşıdığını dile getirdi. TÜRK BANKALARI GÜVEN VERİYOR Euro Bölgesi'ndeki borç krizinin yaratacağı likidite probleminin sektörün kredi imkanlarını etkileyip etkilemeyeceğine ilişkin görüşlerini de paylaşan Koçoğlu, Avrupa Birliği'ndeki ekonomik belirsizliğin Türkiye'yi de yakından ilgilendirdiğini söyledi. Türkiye'nin her ne kadar bu ''darboğaz''ın dışında olsa da dünyada yaşanacak her türlü gelişmenin Türkiye'ye de yansıyacağını dile getiren Koçoğlu, söz konusu yansımanın alınan tedbirler sayesinde sınırlı kalacağı beklentisi içinde olduklarını belirtti. Finansal krizin Türk bankacılık sistemindeki maliyetleri artırması durumunda konut ve yatırım kredilerinin maliyetlerinin artması gibi bir durum söz konusu olabileceğine dikkati çeken Koçoğlu, ''Ancak şu an itibariyle Türk bankaları, dünyadaki en güvenilir finansal sistem olarak öne çıkıyor. Bankacılık sistemimizin bu noktada olması ve şimdiye kadarki dalgalanmalardan etkilenmemiş olması, bence diğer sektörler gibi Türk inşaat sektörü için de bir avantaj niteliğinde'' dedi. Şu an itibariyle, finansal anlamda inşaat sektörünü sıkıntıya sokacak bir tablo görmediklerini ifade eden Koçoğlu, buna karşın kriz ve belirsizlik ortamında gelişmeleri dikkatli bir şekilde izlemek gerektiğini sözlerine ekledi. Facebook'tan takip etmek için tıklayınız TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Alt Komisyonunda görüşülen kamuoyunda 2B Yasa Tasarısı olarak bilinen “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkındaki Kanun Tasarısı” şu şekilde; ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN TASARISI BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç ve kapsam MADDE 1- 1 Bu Kanunun amacı; 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 2 nci maddesi gereğince, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usul ve esasların belirlenmesidir. 2 Bu Kanun, 6831 sayılı Kanunun 2 nci maddesine göre Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler ile Hazineye ait tarım arazileri hakkında uygulanır. Tanımlar MADDE 2- 1 Bu Kanunun uygulanmasında; a 2/A alanları 6831 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının A bendine göre Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan ve çıkarılacak yerleri, b 2/B alanları 6831 sayılı Kanunun 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2 nci maddesi ile 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 5/6/1986 tarihli ve 3302 sayılı kanunlarla değişik 2 nci maddesinin birinci fıkrasının B bendine göre Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan ve çıkarılacak yerleri, c Emlak vergi değeri Taşınmazın, 29/7/1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesine göre belirlenen asgarî metre kare birim değeri üzerinden hesaplanacak bedelini, ç Güncelleme listesi 21/6/1987 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun ek 4 üncü maddesine göre düzenlenen ve 2/B alanlarından daha önce kullanım kadastrosu yapılan yerlerin fiili kullanım durumlarını gösteren ve tescil edilen listeleri, d İdare İllerde defterdarlıkları, ilçelerde malmüdürlüklerini, e Kadastro tutanağı 3402 sayılı Kanuna göre düzenlenen ve 2/B alanlarının fiili kullanım durumlarını gösteren ve kesinleşen tutanakları, f Proje alanı 2/B alanlarını ve proje bütünlüğünü sağlamak amacıyla gerektiğinde bu alanların dışında kalan yerleri de kapsayan ve sınırları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı veya ilgili büyükşehir ya da diğer belediyelerce belirlenen ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylanan gecekondu veya kentsel dönüşüm projesi uygulanacak alanları, g Rayiç bedel Bu Kanun hükümlerine göre satılacak taşınmazların 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun hükümlerine göre tespit ve takdir edilen bedelini, ğ Satış işlemleri Peşin satışlarda bedelin tahsilinden ferağ dahil diğer işlemlere, taksitli satışlarda ise sözleşmenin düzenlenmesine kadar olan süreci, h TOKİ Toplu Konut İdaresi Başkanlığını, ifade eder. Tasarrufa geçme MADDE 3- 1 Orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden; a 2/A alanları, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının kısmen veya tamamen yerleştirilmesi için Devlet eliyle ihya edilerek bu halka devri ve yararlandırılması amacıyla Orman Genel Müdürlüğünün, b 2/B alanları, bu Kanun kapsamında değerlendirilmek üzere Maliye Bakanlığının, tasarrufuna geçer. 2 2/A ve 2/B alanlarında bulunan taşınmazların tapu kütüklerinde 6831 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ile aynı maddenin birinci fıkrasının A ve B bentlerine göre orman sınırları dışına çıkartıldığı yönünde yer alan belirtmeler, ilgisine göre Orman Genel Müdürlüğünün veya Maliye Bakanlığının ya da idarenin talebi üzerine tapu idarelerince terkin edilir. İKİNCİ BÖLÜM Orman Köyleri Halkının Nakli ve Yerleştirilmesi Nakil, kamulaştırma, ıslah, imar, ihya ve tescil işlemleri MADDE 4- l Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan ve yerinde kalkındırılmaları mümkün görülmeyen köyler halkının başvurusu üzerine veya bulundukları yerlerden orman rejimi bakımından kaldırılmaları zorunlu bulunan köyler halkının resen 2/A alanlarına, bu mümkün olmadığı takdirde diğer yerlere kısmen veya tamamen nakline ve yerleştirilmelerine ilgili Bakanlıkların görüşü alınarak Orman ve Su İşleri Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca karar verilir. Nakline ve yerleştirilmesine karar verilen bu köylerle ilgili iş ve işlemler Orman Genel Müdürlüğünce yürütülür. 2 Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanına dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerlerden, Orman ve Su İşleri Bakanlığının teklifi üzerine sınırları Bakanlar Kurulunca belirlenen alanlar; baraj veya gölet rezervuar alanları ile içme suyu maksatlı barajların mutlak koruma alanlarında, askeri yasak bölgelerde, deprem veya erozyon ya da heyelan tehlikesi bulunan alanlarda kalmaları sebebiyle bulundukları yerleşim yerlerinden kaldırılmaları zorunlu bulunan Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köy ve mahalle halkının iskânlarının temini için, Bakanlar Kurulunca belirlenecek usul ve esaslara göre Orman Genel Müdürlüğünce orman sınırları dışına çıkartılarak tapuda Hazine adına tescil edilir. Bu alanlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığının tasarrufuna geçer. Bu alanlarda 3402 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin kadastrosu yapılmış olan yerlerin ikinci defa kadastroya tabi tutulamayacağına ilişkin hükmü uygulanmaz. Bu alanların tespiti amacıyla Orman Genel Müdürlüğünce yeteri kadar orman kadastro komisyonu görevlendirilir. Bu tespit sırasında ilan süresi bir hafta, itiraz süresi ise bir ay olarak uygulanır. Bu fıkra kapsamında yapılacak orman kadastrosu uygulamasındaki işlemlerde bu fıkrada belirtilen süreler uygulanır. Bu fıkra kapsamında nakline ve yerleştirilmesine karar verilen köyler veya mahallelere ait iskân iş ve işlemleri ilgili kamu idaresi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından müştereken yürütülür. 3 Nakline ve yerleştirilmesine karar verilen veya bulundukları yerleşim yerlerinden kaldırılmaları zorunlu bulunan Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köy ve mahalle halkına ait olan ve bu köy ve mahalle sınırları içerisinde bulunan taşınmazlardan kamulaştırılması gerekenler, 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre ilgili kamu idaresi tarafından kamulaştırılır. Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerince kamulaştırılan taşınmazlar tapuda Hazine adına tescil edilerek Orman Genel Müdürlüğünce Devlet ormanı olarak ağaçlandırmaya uygun alanlar derhal ağaçlandırılır. Diğer kamu idarelerince kamulaştırılan taşınmazlar ise, tapuda kamulaştırmayı yapan idare adına tescil edilir. Tescil edilen bu alanlardan ağaçlandırmaya uygun olanlar ağaçlandırılır. Kamulaştırma işlemlerine yapılan itirazlar iskanla ilgili yapılan işlemleri durdurmaz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yeni iskan edilecek alanda hak sahiplerine verilecek bina, arsa ve arazilerin bedellerinin borçlandırılması ve trampasında kullanılması gereken kamulaştırma bedeli; birinci fıkra kapsamında yürütülen iş ve işlemler bakımından Orman Genel Müdürlüğünce, ikinci fıkra kapsamında yürütülen iş ve işlemler bakımından ise ilgili kamu idaresi tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ilgili hesabına aktarılır. 4 Nakline ve yerleştirilmesine karar verilen veya bulundukları yerleşim yerlerinden kaldırılmaları zorunlu bulunan Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köy ve mahalle halkının yerleştirilmesi amacıyla orman sınırları dışına çıkarılarak Hazine adına tescil edilip Orman Genel Müdürlüğünün tasarrufuna geçen veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığının tasarrufuna geçen yerlerin; a İklim, toprak ve diğer arazi özellikleri değerlendirilerek tarımsal faaliyetlere uygun olup olmadığı, ıslah ve imar edilerek tarımsal faaliyetlere uygun hale dönüştürülüp dönüştürülemeyeceği ile tarım ve tarım dışı amaçlı arazi kullanım planları, arazi ıslahı, imarı ve ihyasına yönelik işlemler ve uygulamalar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca, b Yerleşim planları ve uygulamaları a bendinde belirtilen arazi kullanım planları dikkate alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, yapılır veya yaptırılır ve onaylanır. 5 Dördüncü fıkranın b bendi uyarınca onaylanan planlara uygun olarak taşınmazların gerekli tescil işlemleri yaptırılmak üzere bu planlar birinci fıkra kapsamına giren alanlar için Orman Genel Müdürlüğüne, ikinci fıkra kapsamına giren alanlar için ilgili kamu idaresine gönderilir. Bu taşınmazlar iskan hizmetlerinde kullanılmak üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığına resen tahsis edilmiş sayılır. 6 İskan işlemleri bu Kanun ile 19/9/2006 tarihli ve 5543 sayılı İskan Kanunu hükümlerine göre yürütülür. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Değerlendirme İşlemleri Yeniden orman olarak ihdas edilecek yerler MADDE 5- 1 2/B alanlarından tekrar orman olarak değerlendirilmesi Orman Genel Müdürlüğünce teklif edilen yerler, Maliye Bakanlığınca bu Genel Müdürlüğe tahsis edilebilir. Bu yerler üzerindeki muhdesat, Orman Genel Müdürlüğünce 2942 sayılı Kanun hükümlerine göre kamulaştırılır. 2 Nakline ve yerleştirilmesine karar verilen veya bulundukları yerleşim yerlerinden kaldırılmaları zorunlu bulunan Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köy ve mahalle halkının nakledilmesi sonucunda boşaltılan orman içindeki arazi, yapı ve tesis yerleri, Orman Genel Müdürlüğü tarafından Devlet ormanı olarak derhal ağaçlandırılır. 3 2/A alanlarından amacı doğrultusunda değerlendirilemeyeceği veya bulundukları yerleşim yerlerinden kaldırılmaları zorunlu bulunan Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köy ve mahalle halkının iskânlarının temini için kullanılamayacağı anlaşılan yerlerle ilgili bu uygulama, Orman Genel Müdürlüğü tarafından resen iptal edilerek orman vasfıyla Hazine adına tescil edilir. Hak sahibi, başvuru ve doğrudan satış MADDE 6- 1 2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına göre oluşturulan tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edenler bu Kanuna göre hak sahibi sayılır. 2 2/B alanlarında bulunan taşınmaz hakkında bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenecek güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına göre oluşturulacak tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilecek kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edenler de hak sahibi sayılır. 3 Hak sahiplerinden birinci fıkra kapsamında olanlar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde, ikinci fıkra kapsamında olanlar ise, güncelleme listelerinin tescil edildiği veya kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren altı ay içinde idareye başvurarak, bu taşınmazların bedeli karşılığında kendilerine doğrudan satılmasını isteyebilirler. 4 Hak sahiplerine doğrudan satılacak olan taşınmazların satış bedeli, rayiç bedelin yüzde yetmişidir. 5 Başvuru sahiplerinden satış bedellerine mahsup edilmek üzere; belediye ve mücavir alan sınırları içinde olan yerler için iki bin Türk Lirası, dışında olan yerler için bin Türk Lirası başvuru bedeli alınarak ilgilileri adına emanet hesabına kaydedilir. 6 Hak sahiplerine satış işlemleri idarece, başvuru süresinin bittiği tarihten itibaren en geç altı ay içinde sonuçlandırılır. 7 Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen güncelleme listeleri veya kadastro tutanakları kapsamında kalan taşınmazların satış işlemleri, 1/5/2010 tarihinden itibaren tespit ve takdir edilen rayiç bedeller üzerinden yapılır. 8 Satış bedeli peşin veya taksitle ödenebilir. Peşin satışlarda satış bedeline yüzde yirmi indirim uygulanır ve bu bedel idarece yapılan yazılı tebligat tarihinden itibaren en geç iki ay içinde ödenir. Tebliğ edilen satış bedeline itiraz edilemez ve dava açılamaz. Taksitle satışlarda ise, satış bedelinin yüzde yirmisi yapılan yazılı tebligat tarihinden itibaren en geç iki ay içinde, kalanı ise belediye ve mücavir alan sınırları içinde en fazla üç yılda altı eşit taksitte, belediye ve mücavir alan sınırları dışında ise en fazla dört yılda sekiz eşit taksitte faizsiz olarak ödenir. Taksitli satışlarda kalan miktarı karşılayacak tutarda kesin ve taksitlendirmeye uygun süreli banka teminat mektubu verilmesi veya satışı yapılan taşınmazın üzerinde 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümleri uyarınca Hazine lehine kanunî ipotek tesis edilmesi halinde; taşınmaz, tapuda hak sahibi adına devredilir. İdare tarafından yapılan taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan taşınmaz satış sözleşmeleri ile kanuni ipotek sözleşmelerinde resmi şekil şartı aranmaz. Hak sahipliği belgesi; hak sahibinin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, imzası, fotoğrafı ve nüfus bilgilerini içerecek şekilde idarece düzenlenir. Düzenlenen hak sahipliği belgelerinin idarece yazılı olarak tapu idaresine bildirilmesi üzerine, devir ve kanuni ipotek tapu siciline resen tescil edilir. İpotek tesis edilerek devredilen taşınmazların üçüncü kişilere satılması halinde borcun kalan tutarından alıcılar sorumludur. Bu hususta tapu kütüğünde gerekli belirtme yapılır. Hak sahibi adına mülkiyet devredilmeden yapılan taksitli satışlarda, hak sahibi tarafından yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda, tahsil edilen tutar hak sahibine aynen ve faizsiz olarak iade edilir. 9 Peşin satışlarda satış bedelinin tamamını, taksitli satışlarda ise peşinatı veya taksitleri vadesinde ödememek suretiyle yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin doğrudan satın alma hakları düşer. Ancak, taksitli satışlarda, taksit süresinin sonuna kadar ödenmek kaydıyla taksitlerden ikisinin vadesinde ödenmemesi yükümlülüklerin ihlali anlamına gelmez. Vadesinde ödenmeyen taksit tutarlarına 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen oranda gecikme zammı uygulanır. 10 Hak sahibi olunmasında kanuni halefiyet, hak sahibinin veya mirasçılarının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra noter tarafından düzenlenecek muvafakatname vermeleri halinde ise akdi halefiyet hükümleri geçerlidir. Bu fıkraya göre noter tarafından düzenlenecek muvafakatnamelerden 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanunu hükümlerine göre elli Türk Lirası maktu noter harç alınır. 11 Hak sahibi olmadığı belirlenen başvuru sahiplerine, bu Kanundan yararlanamayacakları gerekçeleriyle birlikte bildirilerek başvuru bedeli aynen ve faizsiz olarak iade edilir. 12 Bu maddeye göre hak sahiplerine doğrudan satılması gereken taşınmazlardan ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar, hak sahiplerine satılmaz. Bu taşınmazların yerine istenilmesi halinde hak sahiplerine, hak sahibi oldukları taşınmazın rayiç değerine eşdeğer öncelikle aynı il sınırları içerisinde bulunan 2/B alanlarındaki taşınmaz, bu maddenin dördüncü fıkrasına göre hesaplanacak satış bedeli karşılığında doğrudan satılabilir. 13 Hak sahiplerinden idarenin teklifini kabul etmeyenler doğrudan satış hakkından yararlanamazlar, başkaca talepte bulunamazlar, hak ve tazminat talep edemezler ve dava açamazlar. 14 Bu maddeye göre hak sahibi bulunmayan veya doğrudan satın almaya ilişkin hak sahipliği kalmayan taşınmazların tapu kütüklerinde yer alan 2/B, kullanıcı ve muhdesat belirtmeleri Maliye Bakanlığının talebi üzerine tapu idaresince terkin edilir ve bu taşınmazlar Maliye Bakanlığınca satış dâhil genel hükümlere göre değerlendirilir. 15 Hak sahipliği kalmayan taşınmazların değerlendirilmesi amacıyla, 4706 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin son fıkrası kapsamında kalanlar hariç olmak üzere, üzerlerinde bulunan kişilere ait yapı ve eklentiler; o yıla ait Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapı birim fiyatlarından eksik imalat bedelleri ve yıpranma payı düşüldükten sonra kalan bedeli ilgililerine ödenmek suretiyle yıktırılır veya bu şekilde belirlenen bedel, taşınmazın değerine eklenerek muvafakatları aranmaksızın en geç iki yıl içinde satılarak satıştan elde edilen gelirden yapı ve eklenti sahiplerine ödenir ve idare tarafından yapıların tahliyesi sağlandıktan sonra ferağ işlemleri gerçekleştirilir. 16 Bu maddenin üçüncü ve altıncı fıkralarında belirtilen süreleri iki katına kadar artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar MADDE 7- 1 İlgililer tarafından idareye başvurulması ve idarece bu başvuru üzerine veya resen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi halinde; a Daha önce tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması halinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir. Bu taşınmazların kullanıcılarının kayıt maliklerinden farklı kişiler olmaları ve kayıt maliklerinin bu fıkradan yararlanmak istemeleri halinde, kullanıcılar bu Kanunda belirtilen şartları taşısalar dahi doğrudan satış hakkından yararlanamazlar. b Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskanen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda Hazine adına tescil edilenler ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması halinde önceki maliklerine veya kanunî ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir. Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz. 2 Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan orman sınırı dışına çıkartılacak yerlerde bulunan ve Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulması gereken taşınmazların tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulmaz ve bunlar hakkında dava açılmaz. 3 Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan tapuda Hazine adına tescilli olan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içerisinde idareye başvurmayan ilgililerin hakları bu süre sonunda sona erer, bu kişiler idareden başkaca talepte bulunamazlar, hak ve tazminat talep edemezler ve dava açamazlar. Bu taşınmazlardan Hazine adına tescilli olanlar idarece satış dâhil genel hükümlere göre değerlendirilir. 4 Bu maddeye göre ilgililerine iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan veya bu nedenle dava açılması gereken, ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğünce tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmez. Bu taşınmazların yerine, idarece belirlenen ve ilgililerince itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edilen rayiç bedelleri ödenebilir veya rayiç bedellerine uygun taşınmazlar verilebilir. Proje alanlarının belirlenmesi ve bu alanda kalan taşınmazların değerlendirilmesi MADDE 8- 1 2/B alanlarından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kadastro tutanakları kesinleşen veya güncelleme listeleri tescil edilen alanlarda bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra kadastro tutanakları kesinleşecek veya güncelleme listeleri tescil edilecek alanlarda ise kesinleşme ve tescil tarihinden itibaren üç ay içinde, bu alanlarda proje alanı belirlemek isteyen, 2 nci maddenin birinci fıkrasının f bendinde belirtilen idareler tarafından bu alanın sınırları tespit edilerek, alana ait uydu fotoğrafları, varsa her tür ve ölçekteki plan, parselasyon planı, mülkiyet bilgileri, kadastral paftaları ve halihazır haritalarıyla birlikte proje alanı sınırı onaylanmak üzere belediyeler tarafından valilikler aracılığıyla, TOKİ tarafından doğrudan Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gönderilir. Bu alanlar, adı geçen Bakanlık tarafından talebin intikal tarihinden itibaren otuz gün içerisinde aynen veya değiştirilerek onaylanır ve teklif sahibi idareye bildirilir. 2 Teklif sahibi idare tarafından onay tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde onaylanan proje alanı Maliye Bakanlığına gönderilerek, proje alanı içinde kalan 2/B alanlarındaki taşınmazların devrinin talep edilmesi üzerine, bu taşınmazlardan Maliye Bakanlığınca uygun görülenler, talebin intikal tarihinden itibaren en geç on beş gün içinde hak sahipleri ve mevcut hakları da belirtilmek suretiyle emlak vergi değeri üzerinden talep sahibi idareye devredilir. 3 Aynı proje alanı için birden fazla teklif olması halinde, öncelik sıralaması TOKİ, büyükşehir belediyeleri ve belediyeler olmak üzere değerlendirme yapılır. 4 Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından proje alanı belirlenmesi halinde, üçüncü fıkra hükmü dikkate alınmaksızın öncelik Bakanlığındır. Bakanlık tarafından belirlenen ve onaylanan proje alanı içerisinde kalan 2/B alanlarındaki taşınmazlar ise, hak sahipleri ve mevcut hakları da belirtilmek suretiyle ve bu Kanun amaçlarında kullanılmak üzere adı geçen Bakanlığa tahsis edilir ve bu alanlar adı geçen Bakanlık tarafından değerlendirilir. Bu fıkra kapsamında kalan taşınmazların değerlendirilmesine ve bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca müştereken belirlenir. 5 Proje alanı olarak belirlenen bölgelerdeki her ölçekteki imar planları ve değişiklikleri ile bu planlara dayalı olarak yapılacak imar uygulamaları, parselasyon planları, ifraz ve tevhit işlemleri proje alanı sahibi idare tarafından yapılır ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylanır. 6 Proje alanlarında ihdas edilecek taşınmazlar, tapuda devir alan idare adına tescil edilir. Devredilen taşınmazların tapu kütüklerinde bulunan 2/B, kullanıcı ve muhdesata ilişkin belirtmeler devir alan idarenin talebi üzerine resen terkin edilir. Devredilen taşınmazlardan imar planları yapılması sonucunda eğitim, sağlık ve benzeri resmi tesis alanları için ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince korunması gereken taşınmazlar, imar uygulaması sonucunda bedelsiz ve müstakil parsel şeklinde Hazine adına tapuya resen tescil edilir ve bu hususta tapu kütüğüne belirtme yapılır. İmar uygulamasını müteakip imar planlarında yukarıda sayılan kullanımlara ayrılmayan parsellere belirtmeler taşınmaz. 7 Devralan idareler devraldıkları taşınmazları; hak sahiplerinin talebi üzerine fiili durumuna uygun olarak ifraz edilmek suretiyle müstakil parsel veya paylı olarak, üzerinde çok katlı bina bulunan taşınmazlarda ise kat mülkiyeti tesisi suretiyle, bunun mümkün olmaması halinde paylı olarak hak sahipleri ile bunların kanunî veya bu Kanunun yayımı tarihinden önce yapılmış olan akdî haleflerine kendi mevzuatlarına göre doğrudan satabileceği gibi; hak sahiplerinin doğrudan satın alması halinde Hazineye ödeyeceği bedeli devralan idarelere ödemeyi kabul etmesi halinde, taşınmaz kendisine ait kabul edilerek hakları karşılanmak kaydıyla devir alan idareler kendi projelerinde ve mevzuatlarına göre değerlendirebilir. Üzerinde yapı ve eklentileri bulunan proje alanında kalan taşınmazların üzerindeki yapılar için; o yıla ait Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapı birim fiyatlarından eksik imalat bedeli ve yıpranma payı düşüldükten sonra kalan bedel ödenir ya da bu bedel, devralan idareler tarafından gerçekleştirilen projeler kapsamında hak sahiplerine verilecek taşınmazların bedelinden mahsup edilir. Bu durumda hak sahipleri, bu hakların dışında taşınmazların doğrudan satış hakkından yararlanamazlar. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Ortak ve Çeşitli Hükümler Davalar MADDE 9- 1 2/A alanları için orman sınırları dışına çıkartma ile orman sınırlandırması ve tespit, tefrik ve tescil işlemlerine karşı yapılan itirazlar ve açılan davalar bu Kanuna göre yapılacak işlemleri durdurmaz. Bu konuyla ilgili davalarda yürütmeyi durdurma ve tedbir kararı verilemez. Bu yerlerde hak iddia edenlerin açtıkları davalar davacılar lehine sonuçlandığında bu taşınmazlar genel hükümlere göre kamulaştırılır. Bu taşınmazlarda hak sahipliği iddiasında bulunanların itirazları ile rayiç bedellere itirazlar yapılan işlemleri durdurmaz, itiraz mahkemeye intikal etmiş ise kesinleşen mahkeme kararına göre işlem yapılır. 2 Bu Kanuna göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar 2/B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmaz, açılmış ve devam eden davalar durdurulur. Durdurulan bu davalara konu taşınmazlar hakkında hak sahipleri veya ilgilileri tarafından bu Kanunda belirtilen süreler içinde gerekli başvuruların yapılmaması veya başvuru yapılmasına rağmen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde mahkemelerce bu davalara devam edilerek genel hükümlere göre karar verilir. 3 Bu Kanun hükümlerine göre işlem yapılmak üzere ilgilileri tarafından süresi içerisinde başvuruda bulunulmaması veya başvuruda bulunulmasına rağmen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi sebebiyle hakkında işlem yapılamayan taşınmazlara ilişkin olarak ikinci fıkra uyarınca açılmamış davalar açılır, durdurulan davalara devam edilir ve kesinleşmiş yargı kararları yerine getirilir. 4 Bu Kanun kapsamında kalan 2/B alanları hakkında yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar, bu alanların aynına yönelik olarak dava açılmasına ilişkin hak düşürücü süreler işlemez. 5 Hak sahipleri veya ilgilileri tarafından taşınmazın satın veya devralınması halinde; satışa veya devre konu taşınmazlar hakkında bu kişiler tarafından Hazine aleyhine ya da Hazine tarafından bu kişiler aleyhine açılan ve durdurulan davalarda mahkemelerce verilecek kararlarda yargılama giderlerinin tarafların üzerlerine bırakılmasına karar verilir ve Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmez, verilmiş olan kararlardan henüz infaz edilmeyenlerle Hazine lehine hüküm altına alınan bu alacaklar tahsil edilemez. Yeni orman alanlarının tesisi, Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının desteklenmesi, gelirler, harcamalar ve muafiyetler MADDE 10- 1 Orman Genel Müdürlüğü, Devlet ormanları içinde ve bitişiğinde oturan köyler halkının geçim seviyesinin yükseltilmesi için gerekli tedbirleri alır. Bu maksatla sağlanacak işletme araç ve gereçleri ile gerekli diğer girdiler hibe veya kredi desteği yolu ile karşılanır. 2 Bu Kanunun uygulamasından elde edilen gelirlerin yüzde doksanını geçmemek üzere Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenen orana tekabül eden kısmı, ilgili yıl genel bütçesinin B işaretli cetvelinde özel gelir, kalan kısmı ise gelir olarak öngörülür ve gelir gerçekleşmesine bağlı olarak özel gelir veya gelir kaydedilir. 3 İlgili yıl genel bütçesinin B işaretli cetvelinde özel gelir olarak tahmin edilen söz konusu tutarlar karşılığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bütçesinde afet riski altındaki alanların dönüştürülmesinde kullanılmak üzere özel ödenek öngörülür. Genel bütçenin B işaretli cetveline gelir kaydedilecek tutarlar esas alınmak suretiyle, nakledilecek orman köylülerine ait taşınmazların kamulaştırılması, 2/A alanlarının ıslah, imar ve ihyası, iskânı, orman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesi, 2/A ve 2/B alanlarının en az iki katı verimsiz orman alanlarının ıslahı ve yeni orman alanlarının tesisi için kullanılmak üzere Orman Genel Müdürlüğü bütçesinde gerekli ödenek tefrik edilir. 4 8 inci maddenin dördüncü fıkrasına göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından proje alanı olarak belirlenen alanların değerlendirilmesinden elde edilen gelirler genel bütçeye gelir kaydedilir. 5 Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bütçesine, proje alanlarında kullanılmak üzere, genel bütçeye kaydedilecek gelirler karşılığı gerekli ödenek öngörülür. 6 Bu Kanun hükümlerinin uygulanmasında yapılacak satış, tescil, devir, kayıt, terkin, düzeltme, ifraz, tevhit, cins değişikliği ve ipotek işlemleri ile bunlara bağlı ve tamamlayıcı nitelikteki işlemler veraset ve intikal vergisinden, 492 sayılı Kanun ile 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu kapsamında alınan harçlardan, bu işlemler nedeniyle düzenlenecek kağıtlar damga vergisinden ve genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerince alınan ücretlerden muaftır. Diğer işlemler MADDE 11- 1 Bu Kanun kapsamında kalan alanların devir ve satışlarından elde edilen gelirler hakkında 4706 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrası, doğrudan hak sahiplerine satılacak taşınmazların üzerindeki yapılar hakkında ise aynı maddenin son fıkrası hükmü uygulanmaz. 2 Bu Kanun hükümlerine göre taşınmazların hak sahiplerine doğrudan satılması, ilgililerine devredilmesi veya iade edilmesi ve bu taşınmazların tapu kütüklerindeki 2/B, kullanıcı ve muhdesat belirtmelerinin kaldırılması; bu taşınmazların üzerlerindeki imar mevzuatına aykırı yapılar bakımından kazanılmış hak oluşturmaz. 3 Fiili durumuna uygun olarak ifraz edilerek müstakil parsel olarak satılması mümkün olmayan taşınmazlar paylı olarak, üzerinde çok katlı bina bulunan taşınmazlar ise kat mülkiyeti tesisi suretiyle, bunun mümkün olmaması halinde paylı olarak satılabilir. 4 Bu Kanun kapsamında kalan taşınmazlardan hak sahiplerine satılmaması, ilgililerine devredilmemesi veya iade edilmemesi gerektiği halde bu tasarruflara konu edilenlerden; satılanların satış bedeli kanuni faiziyle iade edilir, devir ve iade edilenler ise bedelsiz olarak geri alınır. 5 Hak sahibi bulunmayan taşınmazlar ile bu Kanun hükümlerine göre işlem yapılmak üzere hak sahipleri veya ilgilileri tarafından süresi içerisinde başvuruda bulunulmaması veya başvuruda bulunulmasına rağmen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi ya da gerekli şartları sağlayamaması sebebiyle doğrudan satılamamaları veya iade edilmemeleri sebepleriyle haklarında işlem yapılamayan taşınmazların tapu kütüklerinde yer alan 2/B, kullanıcı ve muhdesat belirtmeleri Maliye Bakanlığının talebi üzerine tapu idaresince terkin edilir ve bu taşınmazlar Maliye Bakanlığınca genel hükümlere göre değerlendirilir. Bu yerlerden kamu hizmetlerinde kullanılanlar, kamu idarelerinin ihtiyaçları için gerekli olanlar ve özel kanunları gereğince ilgili idarelere tahsisi gerekenler Maliye Bakanlığınca tahsis edilir. 6 Bu Kanun hükümlerine göre hak sahiplerine doğrudan satılan, tapu kayıtları geçerli kabul edilerek devredilen ve iade edilen taşınmazların tapu kütüklerindeki 6831 sayılı Kanunun 2 nci ve 2/B maddesine tabi olduğu yönünde konulmuş belirtmeler, Maliye Bakanlığının talebi üzerine tapu idaresince terkin edilir. Bu taşınmazlardan ecrimisil alınmaz, tahakkuk ettirilen ecrimisiller terkin edilir, başvuru tarihi itibariyle son beş yıl için tahsil edilen ecrimisil bedeli satış bedelinden mahsup edilir, bu bedelden fazlası iade edilmez. 7 Maki tefrik komisyonlarınca makilik alan olarak tespit edilmesine rağmen, orman kadastro komisyonlarınca orman sayılarak Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan taşınmazların tapu kütüklerinde bulunan 2/B belirtmeleri, Maliye Bakanlığının talebi üzerine tapu idarelerince terkin edilir. Bu taşınmazlar hakkında da bu Kanun hükümleri uygulanır. 8 Bu Kanun kapsamında kalan taşınmazlara ilişkin değerlendirme ve tasarruf işlemleri, özel kanunları gereğince ilgili idarelerden görüş alınmaksızın yapılır. 9 Bu Kanun kapsamında yapılacak işlemler sırasında, 2/B alanlarında ve bitişiğindeki kadastro parsellerinde 3402 sayılı Kanunun ek 4 üncü maddesinde belirtilen hatanın tespiti halinde Maliye Bakanlığının talebi ile anılan madde esaslarına göre düzeltilir. 10 6831 sayılı Kanuna göre kesinleşmiş ve tapuya tescil edilmiş orman haritalarında düzeltmeyi gerektiren tutanak, pafta ve zemin uyumsuzluğunun tespiti halinde, orman işletme müdürlüğünce görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi ya da orman mühendisi ile kadastro müdürlüğünce görevlendirilecek kontrol mühendisi veya mühendisin iştirak ettirildiği, 3402 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre oluşturulacak kadastro ekibince orman sınır nokta ve hatları orman kadastro tutanakları esas alınmak suretiyle zemine aplike edilir. Tespit edilen uyumsuzluk yukarıda oluşturulan kadastro ekibince teknik mevzuata uygun hale getirilir. Çalışma sonucunda bir zabıt düzenlenir ve bu zabıt ekip görevlileri ile orman ve kadastro mühendisleri tarafından birlikte imzalanır. Düzeltme işlemi 3402 sayılı Kanunun 11 inci maddesine göre yapılacak askı ilanı ile kesinleşir. 11 2/B alanlarından imar planı kapsamında kalan ve kadastro veya güncelleme çalışması yapılmayan yerlerde 3402 sayılı Kanunun ek 4 üncü maddesine göre kadastro ve güncelleme çalışmaları yapılır. Bu yerler de, bu Kanun hükümlerine göre değerlendirilir. 12 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun ek 10 uncu maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan alanlar ile bu alanlardan anılan Kanun hükümlerine göre değerlendirilemeyen alanlar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır. 13 Hak sahipliğine esas tarihin tespiti konusunda tereddüt olması halinde hak sahipliği, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce bildirilen bilgi ve belgelere göre, bunun mümkün olmaması halinde başvuru sahipleri tarafından ibraz edilen belgelere göre idarece belirlenir. 14 Kadastro Müdürlüklerince 2/B alanları hakkında bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenecek güncelleme listelerinde ve kadastro tutanaklarında; bu alanların fiili kullanım durumları, varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu, bu yerlerin ve üzerlerindeki muhdesatın 31/12/2011 tarihinden önce olmak üzere ne zamandan beri kim veya kimler tarafından kullanıldığı gösterilir ve bunlar tescil edildikleri veya kesinleştikleri tarihten itibaren en geç bir ay içinde idareye gönderilir. Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin işlemler MADDE 12- 1 Hazineye ait tarım arazilerinin; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle en az üç yıldan beri tarımsal amaçla kiralayan, kira sözleşmesi halen devam eden kiracıları veya bu arazileri aynı süreyle tarımsal amaçla kullanan ve kullanımlarının halen devam ettiği idarece belirlenen kullanıcıları ya da paydaşlarından; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde bu arazileri bedeli karşılığında doğrudan satın almak için idareye başvuran ve idarece bu maddede belirtilen şekilde tespit ve tebliğ edilen satış bedelini itiraz etmeksizin kabul edenler bu maddeye göre hak sahibi sayılır. 2 Bu madde kapsamında doğrudan hak sahiplerine satılacak Hazineye ait tarım arazilerinin satış bedeli rayiç bedelin yüzde yetmişidir. Bu tarım arazilerinin satışında da, bu Kanunda belirtilen satış ve ödeme şartları uygulanır. 3 Kamu hizmetine tahsis edilmiş veya fiilen bu amaçla kullanılanlar, belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan yerler, belediye ve mücavir alan sınırları dışında olmakla birlikte kamu kurum ve kuruluşlarının hazırladıkları planlarda tarım dışı kullanıma ayrılmış alanlar, denizlerde kıyı kenar çizgisine beş bin metre, tabii ve sun’i göllerde kıyı kenar çizgisine beş yüz metreden az mesafede bulunan alanlar ile içme suyu amaçlı barajların mutlak ve kısa mesafeli koruma alanları içinde kalan yerler, satış tarihi itibariyle arazi toplulaştırılması yapılacak yerler, özel kanunları kapsamında kalan ve özel kanunlarına göre değerlendirilmesi gerekenler ile diğer sebeplerle satılamayacağı Maliye Bakanlığınca belirlenecek Hazineye ait tarım arazileri bu madde kapsamında hak sahiplerine satılmaz. Hazineye ait tarım arazilerinden kadastrosu yapılmayan yerler kadastrosu yapıldıktan, tescil harici olanlar ise Hazine adına tapuya tescil edildikten sonra bu maddeye göre değerlendirilir. 4 Hazineye ait tarım arazilerinden mülga 28/6/1966 tarihli ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 37 nci maddesi gereğince tapu kütüklerine şerh veya belirtme konulan ve 21/6/1987 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 46 ncı maddesine göre ilgililerince talep ve dava edilmemiş olanlar ile davaları devam edenlerden davasından vazgeçilenler, şerh veya belirtme lehtarları veya bunların kanuni mirasçılarından birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde başvuranlara doğrudan satılabilir. Süresi içerisinde satın alınma talebinde bulunulmayan taşınmazların tapu kütüklerindeki şerhler ve belirtmeler, idarenin talebi üzerine tapu idarelerince terkin edilir ve bu araziler genel hükümlere göre değerlendirilir. 5 Yükümlülüklerini süresi içinde yerine getirmeyenlerin doğrudan satın alma hakları düşer. 6 Bu madde kapsamında doğrudan hak sahiplerine satılacak Hazineye ait tarım arazilerinden tek parselde birden fazla hak sahibinin olması ve bu hak sahiplerine satılacak arazinin ifrazı halinde yüzölçümünün 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen bölünemez büyüklüğün altına düşmesi halinde; bu araziler, 5403 sayılı Kanunda belirtilen bölünemez büyüklüğün altına düşmemek kaydıyla, diğer hak sahiplerinin yazılı olarak muvafakat vermesi durumunda talep eden hak sahiplerine satılabilir. 7 Bu madde hükümlerine göre hak sahiplerine satılan taşınmazlardan ecrimisil alınmaz, tahakkuk ettirilen ecrimisiller terkin edilir, başvuru tarihi itibariyle son beş yıl için tahsil edilen ecrimisil ve kira bedelleri satış bedelinden mahsup edilir, bu bedelden fazlası iade edilmez. 8 Bu maddeye göre yapılacak satış işlemleri idarece, başvuru tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde sonuçlandırılır. Yürürlükten kaldırılan ve değiştirilen hükümler, atıflar ve sonuçlandırılamayan işlemler MADDE 13- 1 17/10/1983 tarihli ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun ile 16/2/1995 tarihli ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır. 2 Diğer kanunlarda 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanuna ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanuna yapılan atıflar bu Kanuna yapılmış sayılır. 3 2924 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahibi olduğu tespit edilenler hakkında yapılan ve tamamlanamayan işlemler, bu Kanun hükümlerine göre Maliye Bakanlığınca sonuçlandırılır. 4 4070 sayılı Kanunun 5, 6 ve 7 nci maddelerine göre süresi içerisinde İdareye başvuruda bulunanlardan hak sahibi olduğu anlaşılanlar, bu Kanunun 12 nci maddesine göre hak sahibi sayılır ve işlemleri aynı maddeye göre sonuçlandırılır. 5 Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri uygulanır. 6 Bu Kanunun 2/A alanları hakkındaki hükümlerinin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Orman ve Su İşleri Bakanlığınca; 2/B alanları ile Hazineye ait tarım arazileri hakkındaki hükümlerinin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir. Ödenek kaydedilmesi GEÇİCİ MADDE 1- 1 Bu Kanunun uygulaması sonucu 2012 yılında gerçekleşen gelirler, 10 uncu madde ve bu madde kapsamında belirlenen oranlar dahilinde genel bütçenin B işaretli cetveline gelir ve özel gelir kaydedilir. Genel bütçenin B işaretli cetveline özel gelir kaydedilen tutarlar karşılığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bütçesine afet riski altındaki alanların dönüştürülmesinde kullanılmak üzere özel ödenek kaydetmeye Çevre ve Şehircilik Bakanı, gelir kaydedilen bu tutarlar karşılığı ise, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası kapsamında Orman Genel Müdürlüğü bütçesine hazine yardımı ile ilişkilendirilmek üzere ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Yürürlük MADDE 14- 1 Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 15- 1 Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. GENEL GEREKÇE Ülkemizde yaşanan hızlı sanayileşme ve gelişme sürecinin sonucu olarak, 1961 Anayasasının 131 inci maddesinde 17/4/1970 tarihli ve 1255 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle; 15/10/1961 tarihinden önce tarım alanlarına ve toplu yerleşim alanlarına dönüşmüş orman alanlarının orman sınırları dışına çıkartılmasına imkân veren bir düzenleme getirilmiştir. Daha sonra, 1982 Anayasasının ormanların korunması ve geliştirilmesine ilişkin hükümler içeren 169 uncu maddesiyle; orman sınırları dışına çıkartmaya ilişkin iki farklı düzenleme öngörülmüş olup, bu düzenlemeyle; 1961 Anayasasında yer alan düzenlemeye paralel olarak, 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler ile şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerlerin orman sınırları dışına çıkartılabilmesine imkân tanınmış ve ayrıca, 1961 Anayasasından farklı şekilde, 31/12/1981 tarihine bağlı olmaksızın orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerlerin de sahibi veya kullanıcısı bulunmasa dahi orman sınırları dışına çıkartılması imkânı getirilmiştir. Bununla birlikte, 1961 Anayasasından farklı olarak 1982 Anayasasının 170 inci maddesinin birinci fıkrasıyla; orman sınırları dışına çıkartılan yerlerin ne şekilde değerlendirilebileceğine ilişkin düzenleme de yapılmıştır. 1982 Anayasasının 170 inci maddesinin birinci fıkrasında yapılan bu düzenlemeyle; -31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş yerlerin değerlendirilmesine, -Ormanlar içinde veya bitişiğindeki köyler halkının kalkındırılmasına, -Ormanların ve bütünlüğünün korunması bakımlarından, ormanın gözetilmesi ve işletilmesinde Devletle bu köyler halkının işbirliğini sağlayıcı gerekli tedbirlerin alınmasına, -Bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen yerlerin tespiti ve orman sınırları dışına çıkartılması ve bu yerlere orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen yerleştirilmesi için Devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu köyler halkının yararlanmasına tahsisine, İlişkin düzenlenmelerin kanunla yapılması öngörülmüştür. Bu düzenleme uyarınca, 17/10/1983 tarihli ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir. Ancak, bu Kanunun orman dışına çıkartılan yerlerin değerlendirilmesine ilişkin bazı maddeleri Anayasa Mahkemesinin değişik tarihlerde verdiği kararlar ile iptal edilmiş, bazı maddeleri ise çeşitli kanunlar ile yürürlükten kaldırılmış, yürürlükteki maddeleri ise Anayasamızın 170 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan hususlara ilişkin düzenlemeleri karşısında uygulanamaz hale gelmiştir. Diğer taraftan, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan bu yerlerin değerlendirilmesi amacıyla, 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan; “6831 sayılı Orman Kanununun değişik 2 inci maddesinin B bendi gereğince Hazine adına Orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı” yönündeki hükmü uyarınca, 4706 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, 2/B alanları bakımından 2924 sayılı Kanun uygulanabilirlik özelliğini kaybetmiştir. Ancak, 4706 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin yürürlüğünün durdurulması ve iptali istemiyle Anayasa Mahkemesinde açılan davada Anayasa Mahkemesince önce bu maddenin “yürürlüğünün durdurulmasına”, daha sonra da bu maddenin tamamının iptaline karar verilmiş ve Anayasa Mahkemesince, 4706 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin iptaline karar verilmesine rağmen, bu maddeye bağlı olan ve bu konudaki geçici işlemleri düzenleyen aynı Kanunun geçici 2 nci maddesi hakkında iptal kararı verilmediğinden ve bu maddenin de 3 üncü madde olmaksızın uygulama imkanı kalmadığından; bu madde daha sonra 25/6/2009 tarihli ve 5917 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmış ve bugüne kadar da bu konuda yasal bir düzenleme yapılmadığından; orman sınırları dışına çıkartılan yerlerin değerlendirilmesi konusunda yasal boşluk oluşmuştur. Diğer taraftan, bugün itibarıyla Akdeniz, Ege ve Marmara Bölgelerinin büyük bölümünün orman kadastrosu ile orman sınırları dışına çıkarma işlemleri tamamlanmış olup, Hatay ile İstanbul arasında kalan kıyı illerimizin sınırları içinde orman sınırları dışına çıkarılan alanların toplam yüzölçümü yaklaşık olarak hektara ulaşmıştır. Bu alanlar narenciye ve muz yetiştiriciliği, zeytinlik, seracılık, toplu yerleşim yerleri ve sanayi alanları gibi amaçlarla kullanılmaktadır. Bununla birlikte, orman vasfında olup 1961 Anayasasının 131 inci maddesine göre 15/10/1961 tarihi ile 1982 Anayasasının 169 uncu maddesine göre 31/12/1981 tarihinden önce ve bu tarihten günümüze kadar bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler ile şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerlerden Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan alanların toplam yüzölçümü yaklaşık olarak hektara ulaşmış ve bu alanlar, orman sınırları dışına çıkartıldıkları tarihler itibarıyla yaklaşık 10 ilâ 30 yıldır herhangi bir bedel ödenmeksizin kullanıcılarının tasarrufunda bulunmakta ve bu alanlar kullanıcıları tarafından haricen yapılan satışlarla el değiştirmektedir. Ayrıca; bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş ve ormana geri dönüşümü artık mümkün bulunmayan ve özellikle yerleşim alanı olarak işgal edilerek kullanılan bu alanlarda; imar planları yapılamaması yüzünden, şehircilik anlayışı ve planlama ilkelerine aykırı oluşmuş çarpık yerleşim alanlarının varlığı, düzenli ve planlı kentleşme yapılamaması, oluşan fiili durum sonrasında bu alanlardaki yerleşim yerlerine götürülmek zorunda kalınan kamu yatırımlarının yapılmasının zorluğu ve bu yatırımların orta ve uzun vadede yüksek maliyeti, Devletin bu yerlerden vergi alamaması, bu yerlere ilişkin olarak Devlet ile vatandaşlarımız arasında uzun süren hukuki ihtilafların meydana gelmesi, Devletin bu yerlerde tasarruf edememesi sebebiyle önemli ölçüde gelir kaybının oluşması ve bu yerlerle ilgili problemlerin çözülememesi nedeniyle çok sayıda iyi niyetli vatandaşların mağduriyetleri de dikkate alınarak, bu alanlara ilişkin yeni bir kanuni düzenlemenin yapılması ve bu alanlarla ilgili fiili durumun hukuki zemine kavuşturulması bir zorunluluk haline gelmiştir. Keza, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan ancak, orman sınırları dışına çıkarıldığına dair tapuda herhangi bir kayıt bulunmadığından çeşitli yollarla gerçek veya tüzel kişiler adına tescil edilen ve üzerinde yapılaşma veya değişik şekillerde oluşmuş muhdesat bulunan taşınmazlar hakkında, Hazine tarafından ilgilileri aleyhine veya orman sınırları dışına çıkarma işlemi sonucunda tapu kayıtlarına veya zilyetliklerine istinaden çıkarma işlemine karşı vatandaşlar tarafından Hazine aleyhine açılan davalar sonucunda, mahkemelerce Hazine lehine verilen kararların icraen infazı, özellikle yıkım talepleri yönünden, çoğu zaman mümkün olamamakta ve Hazine tarafından gereksiz yere emek ve masraf yapılmasına sebebiyet verilmektedir. Bu Kanun ile orman sınırları dışına çıkarma işlemi sonucunda Hazine ile yargı makamları önünde karşı karşıya gelen vatandaşlar açısından mevcut ihtilafın uzun kanuni süreç yerine Kanun hükmü çerçevesinde çözümlenmesi, yasal zemine kavuşturulmasına imkânı tanınmak suretiyle hukuk devleti olmanın gereği doğrultusunda işlem tesis edilmesi ile kesinleşmiş olmasına rağmen, henüz infazı gerçekleştirilmemiş mahkeme kararları yönünden de düzenleme yapılarak düzenlemeyle getirilen imkânlardan Kanun kapsamına giren vatandaşların da yararlanması ve mağduriyetlerinin önlenmesi ile bu davaların açılması veya yürütülmesi açısından Hazineye de gereksiz külfet yüklenmesinin önlenmesi ve bu Kanuna göre satılan veya iade edilen taşınmazların tapu kayıtlarındaki 6831 sayılı Orman Kanununun 2 nci maddesine tabi olduğu yönünde yapılmış belirtmelerin tapu idaresince resen terkin edilmesi amaçlanmaktadır. Buna göre; -Anayasasının 170 inci maddesinde öngörülen düzenlemelerin yapılması ve uygulamada yaşanan sorunların giderilmesi maksadıyla hazırlanan bu Kanun ile; bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybettiğinden Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, yeniden orman alanlarına dönüştürülmesi veya kullanıcılarından alınarak orman içi köyler halkına tahsis edilebilmesi mümkün olamayacağından, hak sahipliğinin belirlenmesi sonucunda bu taşınmazların rayiç değerleri üzerinden satılabilmeleri, buradan sağlanacak mali kaynağın; öncelikle nakledilecek orman köylülerine ait taşınmazların kamulaştırılması, bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen ancak tarım alanı olarak kullanılmasında yarar görüldüğü için orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin ıslah, imar ve ihyası, naklen iskân, orman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesi ve yeni orman alanlarının tesisi için kullanılması ve buna ilişkin usul ve esasların belirlenmesi, -Ayrıca, Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin düzenlemeleri, usul ve esaslar içeren, Kanunda bu arazileri doğrudan satın alma hakkı için öngörülen başvuru süresi dolan ve uzatılmasına rağmen yeterince uygulanamayan 16/2/1995 tarihli ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun yürürlükten kaldırılarak, bu arazilerin satışına ilişkin usul ve esasların yeniden belirlenmesi, amaçlanmaktadır. MADDE 1- Madde ile; Kanunun amaç ve kapsamı belirlenmektedir. MADDE 2- Madde ile; Kanunda geçen tanımlar açıklanmaktadır. MADDE 3- 6831 sayılı Orman Kanununun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının A bendine 2/A maddesinde Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan alanlar 2/A alanları; orman olarak bilim ve fen bakımından muhafazasında yarar görülmeyen aksine tarım alanına dönüştürülmesinde yarar görülen yerler olup, bu yerler yerinde kalkındırılmaları mümkün görülmeyen ve nakline karar verilen orman içi köyler halkının yerleştirilmesi amacıyla değerlendirilmektedir. Maddeyle; orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan 2/A alanlarının; nakline karar verilen orman içi köyler halkının kısmen veya tamamen yerleştirilmesi için Devlet eliyle ihya edilerek bu halka devri ve yararlandırılması amacıyla Orman Genel Müdürlüğünün; 6831 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının B bendi 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkartılan alanların 2/B alanlarının ise; bu Kanun kapsamında değerlendirilmek üzere Maliye Bakanlığının tasarrufuna geçmesi ve bu taşınmazların tapu kütüklerinde 6831 sayılı Kanununa göre orman sınırları dışına çıkartıldığı yönünde yer alan belirtmelerin ilgisine göre Orman Genel Müdürlüğünün veya Maliye Bakanlığının talebi üzerine tapu idarelerince terkin edilmesi amaçlanmaktadır. MADDE 4- 6831 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının B bendine uygun olarak düzenlenen bu maddenin birinci fıkrasında; Devlet ormanları içinde ve bitişiğinde bulunup yerinde kalkındırılmaları mümkün olmayan ve yerinden kaldırılmaları zorunlu olan köyler halkının öncelikle 6831 sayılı Kanunun 2/A maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkartılan alanlara, bunun mümkün olmaması halinde diğer yerlere nakli ve yerleştirilmesi işlemlerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesi öngörülmektedir. Diğer taraftan, doğal afete maruz kalan vatandaşların başka yere nakli ve yerleştirilmeleri, 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun ek 10 uncu maddesi gereğince yürütülmektedir. Ancak, son yıllarda hızla devam eden Devlet yatırımlarından olan barajlar dolayısıyla çok sayıda köyün, hatta bazı ilçe merkezlerinin başka yerlere nakli zorunlu hale gelmiştir. Buna göre, deprem, heyelan, sel gibi tabii afete maruz kalan vatandaşlar ile baraj, gölet gibi Devlet yatırımı sebebiyle başka yere yerleştirilmeleri zorunlu olan orman içi veya bitişiğindeki köyler halkının da mağduriyetlerinin giderilmesi ve bu köyler halkının da tespit edilen alternatif alanlara nakli amacıyla bu maddeyle; orman sayılan yerlerden, bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş yerlerin değerlendirilmesi; bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen yerlerin tespiti ve orman sınırları dışına çıkartılması; yine orman sayılan yerlerden baraj veya gölet rezervuar alanları ile içme suyu maksatlı barajların mutlak koruma alanlarında, askeri yasak bölgelerde, deprem olan bölgelerde veya erozyon ya da heyelan tehlikesi bulunan alanlarda kalmaları sebebiyle bulundukları yerleşim yerlerinden kaldırılmaları zorunlu bulunan Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köy ve mahalle halkının iskânlarının temini için, Bakanlar Kurulunca belirlenecek sınır, usul ve esaslara göre orman sınırları dışına çıkartılmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi öngörülmektedir. Yine maddeyle; nakledilen orman köyleri halkına ait arazilerin gerektiğinde kamulaştırılarak Devlet ormanı olarak ağaçlandırılmak suretiyle ormana kazandırılmasına ilişkin işlemler düzenlenerek orman alanlarının daraltılmasının önüne geçilmesi, hatta orman alanlarının artırılmasının sağlanması ve ayrıca, nakledilecek köyler halkının yerleştirilmesi maksadıyla orman sınırları dışına çıkartılarak Hazine adına tescil edilen yerlerin tarım ve tarım dışı amaçlı arazi kullanım planlarının yapımı, bu arazilerin ıslahı, imarı ve ihyası, bu alanlardan yerleşim yeri olarak planlananların tescili sonrasında iskan hizmetlerinde kullanılması amacıyla yapılacak işlemlerin düzenlenmesi suretiyle çarpık yapılaşmanın önüne geçilerek bu alanların maksadına uygun ve yaşanabilir bir yerleşim yeri olarak değerlendirilmesi ve iskan işlemlerinin İskan Kanunu hükümlerine göre yürütülmesi amaçlanmıştır. -Uygulama yapıldığı tarih itibarıyla 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi şartlarını taşımasına ve bu sebeple de orman sınırları dışına çıkartılmış olmasına rağmen, kullanıcılarının terk etmesi ve kullanımdan vazgeçmesi dolayısıyla tekrar orman örtüsü ile kaplanarak orman niteliğini kazanmış yerlerin tekrar ormana kazandırılması, -Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köy ve mahalle halkının nakledilmesi sonucunda boşaltılan orman içindeki arazi, yapı ve tesis yerlerinin ormana kazandırılarak orman alanlarının daraltılmasının önüne geçilmesi ve hatta orman sınırları dışına çıkartılan alandan daha fazla alanın ağaçlandırılmak suretiyle orman varlığının artırılması ve ayrıca, yerinde kalkındırılması mümkün olamayan Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köy ve mahalle halkının yerleşimi gayesiyle 6831 sayılı Kanunun 2/A maddesi uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan, ancak amacı doğrultusunda kullanılamayan alanların da tekrar ormana kazandırılması ve böylece verimsiz de olsa fiilen orman olan bu alanların başka maksatlarla kullanılmasının önüne geçilmesi için bu alanların orman vasfıyla Hazine adına tescil edilmesi, amaçlanmıştır. MADDE 6- Bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş ve ormana geri dönüşümü artık mümkün bulunmayan ve özellikle yerleşim alanı olarak işgal edilerek kullanılan bu alanlarda; imar planları yapılamaması nedeniyle, şehircilik anlayışına ve planlama ilkelerine aykırı oluşmuş çarpık yerleşim alanlarının varlığı, düzenli ve planlı kentleşme yapılamaması, oluşan fiili durum sonrasında bu alanlardaki yerleşim yerlerine götürülmek zorunda kalınan kamu yatırımlarının yap

2b hak sahipliği tespit davası